FaceKoLiq
Büyücüler ve Falcılar Htc9cya2
FaceKoLiq
Büyücüler ve Falcılar Htc9cya2
FaceKoLiq
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Eğlencenin Tek Adresi
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Büyücüler ve Falcılar

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
NİSİBİS 47

NİSİBİS 47


Erkek Mesaj Sayısı : 230
Doğum tarihi : 28/06/95
Kayıt tarihi : 30/11/09
Yaş : 28
Nerden : MaRD!N

Büyücüler ve Falcılar Empty
MesajKonu: Büyücüler ve Falcılar   Büyücüler ve Falcılar I_icon_minitimePerş. Ara. 03, 2009 1:22 pm

BÜYÜ TARÎKİNE GENEL BİR BAKIŞ

A. TOTEM DİNLERİNDE
Büyü, tabiat kuvvetleriyle insanlar arasında bir takım gizli ilişkilerin bulunduğu ve tabiattaki bütün varlıkların insanın anlayış gücünü aşan, bilinemeyen gizli kuvvetler tarafından yönetildiği inancından doğdu. Totem dinleri çağındaki din görevlileri ve rahipler kendi*lerinde gizli güçlerle ilişki kurabilme yeteneğinin bulun*duğunu ileri sürdüler. Her olayın bir totemin yönetiminde bulunduğunu ortaya atan, totemlerin kötü etkilerinden kur*tulmak için onların iradesine bağlanmayı gerekli sayan bu görevliler, birtakım otlardan, köklerden, kabuklardan, sı*vılardan ilaç yapma yolunu buldular. Bu konuda en önemli et*kiyi insan hastalıklarını gideren bitkiler, özü bilinmeyen modern suları yapıyordu. Bütün bunlarda gizli güçlen bulun*duğu inancı doğdu, işte sihrin kaynağı bu bitki ve sulardan yapılan ilk ilaçlardır. Zamanla bunların gizliliğine yalnızca rahiplerin akıl erdirdikleri inancı yayıldı. Böylece tapınaklar ilk sihir yapma merkezleri oldu. Totemler,totem*leri temsil ettiğine inanılan kalıntılar (kemik, kabuk, boy*nuzlar, bitkiler) ilk sihir yapma araçları oldu. Zamanla daha belirgin bir nitelik kazanan sihir, tek tanrıcı din*lere de geçti. Din kitapları, kutsal sözler bu konuda kul*lanılan birer araç durumuna geldi. Eski İran, Çin, Hindistan, Mezopotamya, Anadolu, Hışırda, özellikle kendilerinde sihir gizli bir meslek durumuna geldi.

B. BABİLLERDE
Büyücülük, insanlık tarihinin en eski medeniyetini kuran Kaldanilerin günlük hayatını bütünüyle etkisi altına almıştır.Babillerde günlük hayat buyuz üzerine kuruluydu. Babil’de yaşayan Kendaniler astronomide çok ileri gittiler. Kainatı ve her türlü olayları yıldızların yönettiğine ve büyücülerin yıldızlara yakın insanlar olduğuna inanılıyordu. Toplumun kılcal damarlarına kadar sirayet eden bu hastalıkları bertaraf için Cenâb-ı Mevlâ Hz. İbrahim (A.S), gönderdi. Hz. İbrahim onları tevhid yoluna davet et*ti. Fakat riz.İbrahim (A.S), peygamber olarak kabul etmedi*ler. Hz.İbrahim’i ateşe atan da bu Keldanilerin kralları*dır. (Geniş bilgi için bak. Tecrid-i Sarih,VIII,225...228)

C. ESKİ MISIR'DA
Sihir ve sihirbazlar tarihinin 2.büyük durağını da Mısırda Firavun'un sihirbazlarıyla Hz. Musa ara*sında cereyan eden olaylar meydana getirir. Bu devirdeki sihirbazların oyunlarını,topluma yerleştirdikleri inançla*rı bertaraf etmek için Cenâb-ı Mevla Hz.Musa'yı gönderdi.

D. HZ.SÜLEYMAN DÖNEMİNDE
Kur'ân-ı Kerimde haber veril*diği üzere Hz.Süleyman devrinde şeytan kadar dessas birta*kım sanatkârlar vardı. Bu sanatkarlar (sihirbazlar) birara azıtarak Hz.Süleyman1in tahtını elinden almaya kalkıştılar. Bu sıralar dinsizlik alıp yürüdü. Bu sihirbazlar kulak hırsızlığıyla birtakım bilgiler çalıp, bunlara bir ton yalan ilave ederek toplum içine salıyorlardı ve bütün bu işlerinde büyücü geçinenleri insanların beslendiği birer istasyon ola*rak kullanıyorlardı. Bazı haberleri doğru çıktıkça kahinler bunlara güvenir, bunun yanında da binlerce asılsız şey ya*yıyorlardı. Sonunda kahinler bunları yazdılar. Aralarına birtakım ilmi ve hikemi şeyler de karıştırarak kötü maksat*larla kullandılar. Böylece cinler gaybı biliyor, diye ya*yıldı. Bu şeytanların yalan-dolanları yüzünden fitne çıktı, Hz. Süleyman'ın mülkü bir müddet elinden gitti. Ancak Allah'ın yardımıyla Hz. Süleyman bunlara galip gelerek hepsini emri altına aldı.
Sonuç olarak, Hışır'dan beri îsrailoğulları arasında sihir ve hokkabazlık mevhül değildi. Fakat bu kez başka bir renk aldı. Bir taraftan Hz.Süleymanın devleti aleyhinde si*yasî ve sosyal entrikalar ortaya atılmak istenmiştir. Bunun için İsrailoğulları, ona bir sihirbaz nazariyle bakmaktaydı. Yahudiler, devletlerini kaybettikten sonra millet arasında gizli yollarla bu çeşit neşriyatları yaymakta devam edegeldiler.

E. HZ. PEYGAMBER DÖNEMİNDE
HZ. Peygamber(S.A.V) Tevrat'*tan bahsedince Yahudiler dönüp Rasûlullahla mücadeleye başladılar. Ne yapsalar Cibril(A.S) Rasûlullah'a haber veri*yordu. Bu yüzden Cibril(A.S) a da düşman oldular. Tevrat, da arkalarına atıp sihir ve iftira yoluna saptılar. Halbu*ki Tevrat, sihri yasaklamıştır.Sihirbaz kadın ve erkeklerin öldürülmesini emretmiştir.
Bu dönemde Yahudiler, "Süleyman, Muhammed'in dediği gibi bir peygamber değildi. Sihirbaz bir hükümdardık) Sihir*lerini mucize gibi gösteriyordu, diye iftira attılar. Sihir küfür olduğu için, Yahudilerin bu sözlerine göre, Hz. Süley*man'ın da hâşâ kafir olması gerekiyordu. Bu yüzden Allah'u (C.C), Hz.Süleyman'in değil, şeytan sihirbazların küfre git*tiğini bildirdi. (Bakara,102)
Bununla da yetinmeyen Yahudiler Rasûlullah'a sihir yapmaya kalktılar.
Konunun Yahudilerle ilgili boyutu böyle olmakla be*raber Hz. Paygamber(S.A.V) devri ve öncesinde, hatta bugünde toplumumuzda yaygın olan büyüden bahsedeceğiz.
l- Cifir İlmî: İslâm öncesi Arabistan'da büyü, Müslümanlıktan önce geçerli birtakım uygulamalarla, Arapların yakın ilişkisi olan halklardan alınmış, aynı çeşitten anla*yışların bir karışımıdır. Bunlar tütsüleme, tılsım, muska, okuyup üfleme, yıldızlara bakarak geleceği söylemek, içine yerleştirilen sayılar yatay veya dikey olarak toplandığında hep aynı sayıyı veren uygulamalardı. Sayıların ve harflerin gizli değerlerinden yararlanılarak geleceği okumak demek olan cifir ilmi hakkında bir sürü kitap yazılmıştır.
Cifir ilmiyle uğraşanların iddialara göre her devir*de nazil olan mukaddes kitapların orjinalini meydana getiren kelimelerin her birine 8 hizmetli vazifeli kılınmıştır. Bun*ların dördü melek dördü cin cinsindendir.
Bu kelimelerin, "Cifir İlmi" denilen bir ilmin verdi*ği hesaplara göre çeşitli rakamlarla tekrarlanışı o kelimey*le vazifeli cinni harekete geçirir ve tesirini sevkedildiği kimse üzerinde icra eder.
İşte büyü denilen hadise, bir kelime veya kelime gru*bunun belli sayıda, bazen de bazı yan çalışmalarla birlikte okunmasıyla meydana gelmektedir.X
İşte insanlar bir kelime veya kelime grubunu devamlı olarak okuduğu zaman, neşrettiği bu elektromanyetik dalga*ları, adete bir şifre şekline sokmaktadır ki, bununla da o şifreye en yakın yapıdaki cin ile temas kurulmuş olmaktadır. Neticede elektromanyetik dalgalar iyi düzenlenebildiği tak*dirde o cinni istenilen şeyi yapmaya mecbur bırakmaktadır. Eğer cin istenileni yapmazsa, o kişinin kelime grubuna devam etmesiyle elektromanyetik güç. yapısı bazı ışınlardan meyda*na gelen ninnin yanmasına yol açmaktadır. Tıpkı zayıf radyo istasyonunun kuvvetlisi tarafından bozulduğu gibi, Bütün bunların neticesinde büyücü cinse yatına tehdidiyle istedi*ğini yaptırmaktadır.1
2- Hüddarn îlmi... Cincilik: Genelde ruh çağırma olay*larının ve büyücülüğün temelinde eskilerin hiiddam ilmi, hak*kında cincilik dedikleri mesele yatar.
Bu mevzu şöyledir:
Bazı teşbih ve duaların birer hadimi vardır. Eğer ki*şi oturup bu kelime veya duayı adedince okur ve sonrada kar*şısına dikilen cinden o an içerisinde korkmadan bir şey isteyebilirse o şey derhal olur...
Yahut o cinnin kendi emrine girmesini isterse o cin onun hizmetine girer.
Eğer bir büyücü hüddam ilminin gereği olan formül*leri yapmaya kalkar da çeşitli sebeplerle başaramazsa onun için felaketler o an başlar, cin insanı emri altına alır. Zaten o duruma gelmek için cin bir sürü gürültüler çıkarır.
Bu noktaya gelen kişiler bu sahada selahiyetli bir şahsın eline geçerlerse o halden kurtulabilirler. Aksi hal*de deli olurlar.
Burada şunu da hatırlatalım; Hüddamcılıkla ruh çağır*ma arasında büyük farklar vardır. Ruh çağırma işini yapan*lar cinnin elinde oyuncak, olurlar. Hüddam ilmindeyse formül tam uygulanırsa insan, cinni tam anlamıyla pençesi altına alır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Büyücüler ve Falcılar
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
FaceKoLiq :: DİNİ KONULAR :: Dinimiz-
Buraya geçin: